Sabah uyanınca

3 Mart 2009 Salı

Bir gece önce rejimi bozmamış olmanın mutlulugu ile uyanmak gibisi yok!

İnanın, rejimi bozunca sabahları o kadar mutsuz uyanıyordum ki. kendimden nefret edercesine mutsuz hem de!

Daha çok kısa bir süre oldu ama çok şükür iyi gidiyorum. Haftada bir kez o da cuma veya c.tesi tartılacagım. Bakalım bu haftasonu kaça düşecegim. Sanırım hiç bahsetmedim, gecen hafta 108 kiloydum.. utanc! vahset! dehset!

evet ben bile inanamıyorum bu kiloların çokluguna! ama oldu işte 3 senede böyle!

I'm sorry mama..

23 Şubat 2009 Pazartesi

Tombişliğime, daha dogrusu kelimelerle yumuşatılmış şişmanlığıma en çok annem üzülüyor sanırım. Annem hep fiziğine dikkat eden bir kadın olmuştur. Çekicidir, güzeldir.
Bense hiçbir zaman çekici olmadım. Annem senin çekiciliğin konuşmaya başladığında oluşuyor derdi. bu bir annenin evladını herkesten farklı görmesinin sonucu mu yoksa gerçek mi bilmiyorum. tek bildiğim şu, eskiden erkeklerin ilgisini hissederdim. yani yüzüme baktıklarında, birşey sorduklarında, konuşurken vs. ama o kadar uzun bir süredir kimseden en ufak bir övgü, bir iltifat, bir begeni almadım ki, sanki o zamanlar çok uzak ve hiç olmamış gibi geliyor.
Yolda laf atarlardı bir zamanlar bana!
Bana!
inanılır gelmiyor şu anda, uzak bir geçmiş gibi, ama bu 4 sene önceydi halbuki..
O kadar uzun zamandır şişmanım ki, zayıflama ümidim de sanki o uzun zamanın içinde eridi, eridi, eridi..
Başımdan kaç diyet macerası geçti? 2 diyetisyen, 1 herballife saçmalığı, 2 akupunktur... Harcadıgım paralara mı üzüleyim, başarısızlığıma mı, düştüğüm duruma mı?
Her türlü duygusal tepkimi yemek yiyerek çıkardığımı farkedeli uzunca bir süre oluyor..

Dedim ya, uzun, çok uzun bir zaman benimkisi. Sanki 100 yıl uyuyan prensesim ben. bu güne kadar hep uyudum, uyudum, uyudum... Beni uyutan nedenler neydi bilmiyorum..Ama artık uyanmak istiyorum..

Rejime başladığım sabahları saysam.. Kaç defa bozduğumu bilseniz.. siz de bana inancınızı yitirebilirsiniz, aman dikkat!

Ama bu sefer yapmak istiyorum, yaşım otuz olmadan, iyice ümitsizliğe batmadan, karşıma çıkan Arkadaşım Anitle beraber -ki onun karşıma çıkışının da Allahın bir lutfu oldugunu kabul ediyorum, bunu birlikte başarabilmemiz için bir küçükl tesaduf belki?- başarmak!

Dün çok az yemiştim, sabah 1 gevrek yedim, öglen 2 kaşık ıspanak ve yarım kase çorba. Ama akşam eve gittigimde öyle acıkmıştım ki gözüm döndü resmen, kaşarlı erişte yedim, kısır yedim, makarna yedim.. bugun aynı şeyi yapmamak için ögleden sonra süt içip meyve yemeyi planlamıştım ama meyveyi de sütü de evde unuttum ne bok yiyecegimi bilmiyorum...

Evet çalışan bir kadınım ve çalışma hayatının zorluklarından da bıkmış durumdayım. Örnegin bu bloga 4-5 gündür yazmayı planlıyorum ama oturup kafamı toplayamadım ki! Şu anda bile her dakika başıma biri geliyor ve ara vermek zorunda kalıyorum.

Neyse, benim çözmem gereken ilk problem, yanıma yiyecegim seyleri almak ve sanırım bunu akşamdan kendime çıkın hazırlayarak aşmalıyım!

Açım

Evet. Açım. Bugün yazacağım bundan ibaret.

Spora gittim geldim.Soğuktan münasip yerlerim dahil her yerim dondu.Eve gelip duşumu alıp bir elma yedim ama bana mısın demedi..
Şu halimde, bırakın bir elmayı, elma ağacını komple ağzıma soksam, gene de doymam gibi hissediyorum.

Ne zaman küçülecek benim midem :(

Kremalı mantarlı tavuk imtihanı

22 Şubat 2009 Pazar

Kendini seven biri değilimdir. Bu ne zaman oldu, ben ne zaman kendime bu kadar yüklenmeye başladım bilmiyorum ama kilo almamla ilgisi olduğuna eminim.(Zayıflamak istememin yedi milyon sebebinden biri daha! Kendimi sevebilmeyi istiyorum.)

Ama bu halime rağmen, şu hayatta üç şeyi çok iyi yaptığıma inanıyorum.
Biri, yazı yazmak.
Diğeri, ağda yapmak.
Sonuncusu da kremalı mantarlı tavuk pişirmek.

Evet, birbirinden bu kadar alakasız olan üç hususta iyi olduğumu düşünüyorum ben. Ve dün gece, kayınbiraderim ve kız arkadaşının bize gelmesinden ötürü hazırladığım ziyafet sofrasında, bu kremalı mantarlı tavuk yüzünden ecel terleri döktüm ben!
Üç gündür süren bu gaza gelmiş ruh halimin, rejim konusunda atlattığı ilk sınavdı bu!
Mercimek çorbası, kremalı mantarlı tavuk, pilav, zeytinyağlı barbunya, cakcuka, patates salatası ve havuç salatası ile bezeli soframda; ağzıma çorba ve barbunyadan başka şey koy-ma-dım!
Gurur duyuyorum kendimle.

Süper olduğu yönünde iltifatlar alan tavuğumla bakıştık durduk tüm gece, ama pişirirken bile tadına bakmamıştım, sofrada da tatmadım!

Bu sabah spora da gittim ama pazar sabahı olduğu için bir sürü erkek vardı.Pek rahat edemedim onların yanında.40 dakika yürüdüm,çıktım hemen..
Ben yürüdükçe lömbür lömbür sallanan yağlarım, kıpkırmızı suratım ve terden ıslanmış eşofmanım tiksinç bir görüntü gerçekten.Ücra bir köşede spor yapmalıyım ve kimseler görmemeli beni!

Neyse, bir kere giriştik bu işe. Yürüyüş bandını Taksim'in göbeğine de koysalar, gene yürüyeceğim, gene yürüyeceğim!

Sportif ördek iş başında :)

20 Şubat 2009 Cuma

Bu sabah kendimi aştım !
Evet ! Gerçekten kendimi aştım.
Sabahın yedisinde uyanıp bizim sitedeki spor salonuna gittim...Ama haftasonları spor salonunun sekizde açıldığını bilmediğimden kapıda kaldım!!! (Salonun kaçta açıldığını nasıl bilicem ki zaten? Bir yıldır bu sitede oturmamıza rağmen bir kez bile gitmemiştim spor salonuna!) Kapıda beklemeye başladığımı görünce içerdeki elemanlar halime acıyıp beni içeri aldılar , yedi buçukta spora başladım..

35 dakika yürüdüm.
Havada kolları bacakları eş zamanda sallamaya yarayan böyle değişik bi zamazingo vardı , 10 dakika da ona bindim..Sonra 15 dakika bisiklete bindim.
Birkaç set de dumbbell'larla çalıştım..

Bunun süper bir performans olmadığının bilincindeyim ama koca vücudum şu an için daha fazlasını kaldıramıyor işte :(

Aslında sitenin olimpik bir yüzme havuzu da var, sıcacık su..Pek güzel görünüyordu ama şu soğuk havada o kadar üşendim ki girmeye...Artık havalar biraz ısınınca, spor sonrası orada duş alıp yüzücem de !

Eve geleli yarım saat falan oluyor.(Kıpkırmızı bir surat, terden ıslanmış bir eşofman ve helak olmuş bir halle :) )
Duş alıp bir kase müsli yedim. Kendimi o kadar rahatlamış , o kadar enerjik, o kadar mutlu hissediyorum ki şu an ! Normalde bu saatlerde evde yeni uyanmış halim, çapaklı gözlerim ve pijamalarımla televizyonda sabah programları izliyor olurdum.
Ama artık o günler b-i-t-t-i!!
Her sabah sekizde , mesaili işçi gibi spora gidicem...!

Beni izleyin anacıııım :)

P.s : anatinae'nin ördekgillerin bilimsel adı olduğunu ve kendimi şişman ve çirkin bir ördek gibi hissettiğimi biliyor muydunuz?

Bugün...

"Bugün geri kalan ömrümün ilk günü..."

Bu cümle bana hep çok geyik gelirdi.. Ama iki gündür sürekli kafamın içinde bir ses bu cümleyi tekrarlayıp duruyor...Bu cuma sabahı , önceleri geyik bulduğum ama şimdi sıkı sıkı tutunduğum bu cümleden hareketle ; canım arkadaşımla birlikte bu zayıflama macerasına başlıyorum.

Aldığım kiloları umursamamaya ne zaman başladım bilmiyorum ama , ne zaman kilo almaya başladığımı hatırlıyorum.Üniversitenin ilk senesiydi. 1.70 boyum ve 65 kilomla , çok zayıf olmasam da zayıf ve düzgün fizikli bir kızdım.Kendime güvenim, yüzümden hiç eksik etmediğim bir gülümseyişim, ve salınıp dikkat çekmekten çekinmeyen bir halim vardı.

Sonra birkaç kilo aldım..İki kilo üçü , üç beşi , beş onu takip etti. Eşimle tanıştığımda 70'li kilolarımın başındaydım..40 bedene yükselmiş , hafiften suratımı asmaya başlamıştım.Ama durumu çok da dert etmiyordum açıkçası...Düğünden önce biraz kilo verebilmek için meşhur bir diyetisyene gitmiş ve parayı peşin vermeme rağmen adama gitmeyi yarıda bırakmıştım.. İlk rejim hezimetimi yaşamış oldum böylece..Sonrasında gelecek onlarcasının ilkini....

Kaç diyetisyene gittim toplamda ? Beş mi ? Altı mı?
Kaç ayrı liste aldım onlardan ? Elli mi? Yüz mü?
Kaç herbalist, kaç diyet hapı aldım ?
Kaç kez spora başladım?
Kaç pazartesi rejime girip , kaç salı sabahı bıraktım?
Kaç ayrı kişinin alayına, kinayeli laflarına maruz kaldım?
Kaç mağazadan bedenime uygun kıyafet bulamayıp gözlerim dolu dolu ayrıldım ?
Sayısı yok bunların...Sayısı yok.

Ama işte bugün...
Bu cuma sabahı...Ben hayatımı değiştirmeye karar verdim.
Zayıflamak istiyorum.
Üzerimde taşıdığım bu kırk kiloluk şişman kostümümden kurtulmak istiyorum.
İstediğim yerden giyinebilmek , kemer takabilmek , çoraplarımı giyerken zorlanmamak , rahat rahat merdiven çıkabilmek , eskisi kadar terlememek , insanların bakışlarına maruz kalmamak , "ne zaman zayıflayacaksın" sorularını duymamak , kocamla ilişkimi yoluna sokmak , aynalara mutlu bakmak ve huzurlu olmak istiyorum.

Yolum açık , iştahım kapalı olsun :)

İlk karar

19 Şubat 2009 Perşembe

Zayıflamaya karar vermek çok kolay
ama uygulamak çok zor
çünkü irade kararlılık ve çelik gibi bir moral lazım